» 65 / Talâk  Suresi:

Kuran Sırası: 65
İniş Sırası: 99

Kırık Meal (Okunuş) Meali
|: EY/HEY/AH | eyyuhā: SİZ! | n-nebiyyu: peygamber | iƶā: zaman | Talleḳtumu: boşa(mak iste)diğiniz | n-nisā'e: kadınları | feTalliḳūhunne: onları boşayın | liǐddetihinne: iddetleri içinde | ve eHSū: ve sayın | l-ǐddete: iddeti | vetteḳū: ve korkun | llahe: Allah'tan | rabbekum: Rabbiniz | : | tuḣricūhunne: onları çıkarmayın | min: -nden | buyūtihinne: evleri- | ve lā: ve | yeḣrucne: kendileri de çıkmasınlar | illā: ancak başkadır | en: | ye'tīne: gelmeleri | bifāHişetin: bir edepsizlikle | mubeyyinetin: apaçık | ve tilke: bunlar | Hudūdu: sınırlarıdır | llahi: Allah'ın | ve men: ve kim | yeteǎdde: geçerse | Hudūde: sınırlarını | llahi: Allah'ın | feḳad: gerçekten | Zeleme: yazık etmiştir | nefsehu: kendisine | : | tedrī: bilmezsin | leǎlle: belki | llahe: Allah | yuHdiṧu: ortaya çıkarır | beǎ'de: sonra | ƶālike: bundan | emran: yeni bir iş | (65:1)
|feiƶā: zaman | beleğne: vardıkları | ecelehunne: sürelerinin sonuna | feemsikūhunne: onları (yanınızda) tutun | bimeǎ'rūfin: güzelce | ev: yahut | feriḳūhunne: onlardan ayrılın | bimeǎ'rūfin: güzellikle | ve eşhidū: ve şahid tutun | ƶevey: sahibi iki kişiyi | ǎdlin: adalet | minkum: içinizden | ve eḳīmū: ve yapın | ş-şehādete: şahidliği | lillahi: Allah için | ƶālikum: işte budur | yūǎZu: öğütlenen | bihi: onunla | men: kimseye | kāne: | yu'minu: inanan | billahi: Allah'a | velyevmi: ve gününe | l-āḣiri: ahiret | ve men: ve kim | yetteḳi: sakınırsa | llahe: Allah'dan | yec'ǎl: yaratır | lehu: ona | meḣracen: bir çıkış | (65:2)
|ve yerzuḳhu: ve onu rızıklandırır | min: | Hayṧu: yerden | : | yeHtesibu: ummadığı | ve men: ve kim | yetevekkel: dayanırsa | ǎlā: | llahi: Allah'a | fehuve: O | Hasbuhu: ona yeter | inne: şüphesiz | llahe: Allah | bāliğu: yerine getirendir | emrihi: buyruğunu | ḳad: elbette | ceǎle: koymuştur | llahu: Allah | likulli: için | şey'in: herşey | ḳadran: bir ölçü | (65:3)
|vellāī: ve onlar | yeisne: kesilenler | mine: -ten | l-meHīDi: adet- | min: -dan | nisāikum: kadınlarınız- | ini: eğer | rtebtum: şüphe ederseniz | feǐddetuhunne: onların bekleme süresi | ṧelāṧetu: üç | eşhurin: aydır | vellāī: ve olanlar da | lem: | yeHiDne: henüz adet görmeyenler | ve ūlātu: ve olanların | l-eHmāli: gebe | eceluhunne: süresi | en: | yeDeǎ'ne: doğumlarına kadardır | Hamlehunne: yüklerini | ve men: ve kim | yetteḳi: korkarsa | llahe: Allah'tan | yec'ǎl: yaratır | lehu: ona | min: | emrihi: işinde | yusran: bir kolaylık | (65:4)
|ƶālike: bu | emru: buyruğudur | llahi: Allah'ın | enzelehu: indirdiği | ileykum: size | ve men: ve kim | yetteḳi: korkarsa | llahe: Allah'tan | yukeffir: örter | ǎnhu: onun | seyyiātihi: kötülüklerini | ve yuǎ'Zim: ve büyütür | lehu: onun | ecran: mükafatını | (65:5)
|eskinūhunne: onları oturtun | min: | Hayṧu: yerde | sekentum: oturduğunuz | min: | vucdikum: gücünüz ölçüsünde | ve lā: ve | tuDārrūhunne: onlara zarar vermeyin | lituDeyyiḳū: sıkıntıya sokmak için | ǎleyhinne: onları | ve in: ve şayet | kunne: iseler | ūlāti: onlar | Hamlin: gebe | feenfiḳū: geçimini sağlayın | ǎleyhinne: onların | Hattā: kadar | yeDeǎ'ne: bırakıncaya | Hamlehunne: yüklerini | fein: eğer | erDeǎ'ne: (çocuğunuzu) emzirirlerse | lekum: sizin için | fe ātūhunne: onlara verin | ucūrahunne: ücretlerini | ve te'mirū: ve konuşup anlaşın | beynekum: aranızda | bimeǎ'rūfin: güzellikle | vein: eğer | teǎāsertum: güçlük çekerseniz | feseturDiǔ: o zaman emzirecektir | lehu: onu | uḣrā: başka biri | (65:6)
|liyunfiḳ: nafaka versin | ƶū: sahip (olan) | seǎtin: geniş imkana | min: göre | seǎtihi: genişliğine | ve men: ve kimse | ḳudira: kısıtlı olan | ǎleyhi: aleyhine | rizḳuhu: rızkı | felyunfiḳ: versin | mimmā: şeyden | ātāhu: kendisine verdiği | llahu: Allah'ın | : | yukellifu: sorumlu tutmaz | llahu: Allah | nefsen: bir kişiye | illā: başkasıyla | : | ātāhā: verdiğinden | seyec'ǎlu: yaratacaktır | llahu: Allah | beǎ'de: sonra | ǔsrin: bir güçlükten | yusran: bir kolaylık | (65:7)
|ve keeyyin: nicesi | min: -den | ḳaryetin: kentler- | ǎtet: baş kaldırdı | ǎn: | emri: buyruğuna | rabbihā: Rabbinin | ve rusulihi: ve elçilerinin | feHāsebnāhā: biz de onu hesaba çektik | Hisāben: bir hesabla | şedīden: çetin | ve ǎƶƶebnāhā: ve ona azabettik | ǎƶāben: bir azabla | nukran: korkunç | (65:8)
|feƶāḳat: taddı | vebāle: vebalini | emrihā: işinin | ve kāne: ve idi | ǎāḳibetu: sonucu | emrihā: işinin | ḣusran: bir ziyan | (65:9)
|eǎdde: hazırlamıştır | llahu: Allah | lehum: onlara | ǎƶāben: bir azab | şedīden: şiddetli | fetteḳū: o halde korkun | llahe: Allah'tan | : EY/HEY/AH | ūlī: sahipleri | l-elbābi: akıl/anlayış | elleƶīne: | āmenū: inanmış olan | ḳad: andolsun | enzele: indirdi | llahu: Allah | ileykum: size | ƶikran: bir uyarı | (65:10)
|rasūlen: bir elçi (gönderdi) | yetlū: okuyan | ǎleykum: size | āyāti: ayetlerini | llahi: Allah'ın | mubeyyinātin: açık açık | liyuḣrice: çıkarsın diye | elleƶīne: kimseleri | āmenū: inanan(ları) | ve ǎmilū: ve yapanları | S-SāliHāti: yararlı işler | mine: -dan | Z-Zulumāti: karanlıklar- | ilā: | n-nūri: aydınlığa | ve men: ve kim | yu'min: inanır | billahi: Allah'a | ve yeǎ'mel: ve yaparsa | SāliHen: yararlı iş | yudḣilhu: onu sokar | cennātin: cennetlere | tecrī: akan | min: | teHtihā: altlarından | l-enhāru: ırmaklar | ḣālidīne: kalacakları | fīhā: içinde | ebeden: ebedi | ḳad: gerçekten | eHsene: en güzeli vermiştir | llahu: Allah | lehu: ona | rizḳan: rızık olarak | (65:11)
|Allahu: Allah | lleƶī: O'dur ki | ḣaleḳa: yarattı | seb'ǎ: yedi | semāvātin: göğü | ve mine: | l-erDi: ve yerden | miṧlehunne: onların benzerini | yetenezzelu: iner | l-emru: buyruğu | beynehunne: bunlar arasında | liteǎ'lemū: bilesiniz diye | enne: şüphesiz | llahe: Allah'ın | ǎlā: üzerine | kulli: her | şey'in: şey | ḳadīrun: kadir olduğunu | ve enne: ve şüphesiz | llahe: Allah'ın | ḳad: muhakkak | eHāTa: kuşatmış bulunduğunu | bikulli: her | şey'in: şeyi | ǐlmen: bilgice | (65:12)


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{sure_meali.php}