Hasan Basri Çantay Meali |
|
Andolsun burçlar a mâlik olan göğe, (85:1) | |
o va'd olunan güne, (85:2) | |
şâhidle meşhûde ki, (85:3) | |
(4-5) tutuşdurucu (malzeme ile hazırladıkları) o ateş hendeklerin saahibleri gebertilmişdir. (85:4) | |
O zaman onlar (o ateşin) etrafında oturucu idiler. (85:6) | |
Onlar (Allaha) îman edenlere yapacakları (işkenceler) hususunda (hükümdarları nezdinde) şâhidlik edeceklerdi. (85:7) | |
Onlar, içlerinden (mü'minlerin) O yegâne gaalib, her hamde lâyık Allaha îman etmelerinden başka (hiçbir şey'i) inkâr etmemişlerdi. (85:8) | |
(O Allah ki) göklerin ve yerin mülk (-ü tasarruf) u Onundur. Allah herşey'e hakkıyle şâhiddir. (85:9) | |
Hakıykat, erkek mü'minlerle kadın mü'minleri belâye uğratanlar, sonra da tevbe etmeyenler (yok mu?) onlar için cehennem azâbı vardır, onlar için bir de yangın azâbı. (85:10) | |
İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) edenler (e gelince:) Altlarından ırmaklar akan cennetler de, onlarındır. Büyük kurtuluş (ve seâdet de) budur. (85:11) | |
Hakıykat, Rabbinin kıskıvrak tutub yakalayışı pek çetindir. (85:12) | |
Çünkü O, ilkin var edenin de, (sonra yeniden diriltib kendisine) döndürecek olanın da ta kendisidir. (85:13) | |
O, (tevbe' eden mü'minleri) çok yarlığayan, (dostlarını) çok sevendir. (85:14) | |
Arşın saahibidir. (Zâtinde de, sıfatlarında da) pek yücedir (büyükdür). (85:15) | |
Ne dilerse hakkıyle yapandır. (85:16) | |
(17-18) Sana (Habîbim) o orduların, Firavn ve Semuudun haberi geldi ya. (85:17) | |
Hayır, o küfredenler (haalâ) tekzîbdedirler. (85:19) | |
Halbuki Allah, arkalarından (onları) kuşatıcıdır. (85:20) | |
Daha doğrusu (kâfirlerin tekzîb etdikleri) o (kitâb) çok şerefli bir Kur'andır, (85:21) | |
Ki mahfuuz bir levhadadır (o). (85:22) | |